Markaların Kullanım Zorunluluğunun Hukuki Temeli
Bir markanın korunması yalnızca tescil edilmesiyle sağlanamaz; markanın fiilen ve aktif olarak kullanılması da gereklidir. Aksi takdirde, markanın sadece kâğıt üzerinde var olması ve herhangi bir ticari faaliyetle ilişkilendirilmeden hak iddiasında bulunulması söz konusu olabilir. Bu tür durumların önüne geçmek ve markaların yalnızca yatırım amaçlı tescil edilmesini engellemek adına hukuki düzenlemelere yer verilmiştir.
Bu düzenlemenin başlıca amaçları şunlardır:
Gerçekten kullanılan markaların korunmasını sağlamak,
Kullanılmayan markaların piyasada yer kaplamasını engellemek,
İşletmelerin ve markalarını aktif şekilde kullanarak ayırt edici özelliklerini sürdürebilmelerini teşvik etmek,
Markaların ticari işlevlerini etkin bir biçimde yerine getirebilmelerini sağlamak.
Markanın Kullanımı ve Kullanım Biçimleri
Markanın kullanımı, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca geniş bir şekilde ele alınmaktadır. Bir markanın “ciddi şekilde kullanımı” için şu şartlar geçerlidir:
Tescil Edilen Mal ve Hizmetler İçin Kullanım
Mal veya Ambalaj Üzerinde Kullanım
Ticari Faaliyetlerde Kullanım
Kullanımın İspatlanması Yükümlülüğü
Markanın iptali talep edildiğinde, kullanımın ispatlanması yükümlülüğü marka sahibine aittir. Yani, iptal davası açan kişi, markanın kullanılmadığını ispatlamak zorunda değildir. Marka sahibinin, markasının kullanıldığının ispatı için kullanabileceği belgeler şunlardır:
Satış faturaları ve sipariş belgeleri,
Reklam ve tanıtım faaliyetlerine dair belgeler,
Sosyal medya ve internet satış kayıtları,
Fuar ve etkinliklere katılım belgeleri.
Eğer marka sahibi, beş yıl boyunca markasını ciddi şekilde kullandığını gösteren bu belgeleri sunamazsa, markası iptal edilebilir.
Marka iptali, 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesinde şu şekilde düzenlenmiştir:
Tescil edilmiş bir markanın, tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl süreyle kesintisiz ara verilmesi durumunda, marka iptal edilebilir.
Markanın kullanımı; markanın tescil edildiği mal veya hizmetler için markanın farklı biçimde kullanımı, mal veya ambalaj üzerinde kullanımı veya markanın Türkiye’de ticari faaliyette kullanılması olarak değerlendirilir.
Kullanımın ispat yükü, markanın iptali talebinde bulunan kişiye değil, marka sahibine aittir.
Marka İptali Süreci ve Sonuçları
Marka iptali, Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından yürütülen idari bir işlemdir ve 6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 26. maddesinde düzenlenmiştir.
İptal Süreci
Tescil tarihinden itibaren beş yıl içinde ciddi biçimde kullanılmaması veya kullanımına beş yıl süreyle kesintisiz ara verilmesi durumunda, ilgili kişiler iptal davası için başvurabilir, ilgili mahkeme bu 5 yıllık sürenin son 3 ayında markanın kullanımını dikkate almaz.
İlgili kişiler TÜRKPATENT’ e başvurarak markanın iptalini talep eder.
TÜRKPATENT, marka sahibine markanın kullanımını ispat etme yükümlülüğü getirir.
Eğer marka sahibi, markasının kullanıldığını ispatlayamazsa, marka sicilden silinir.
İptalin Sonuçları
İptal edilen marka, hukuki koruma anlamında tamamen sona erer.
Aynı veya benzer marka, başkaları tarafından tescil edilebilir.
Marka sahibi, iptal edilen markasıyla ilgili herhangi bir hak iddiasında bulunamaz.
Sonuç
6769 sayılı Sınai Mülkiyet Kanunu’nun 9. maddesi, markaların gerçek ticari işlevlerini yerine getirmesini temin etmek amacıyla oldukça önemlidir. Markanın tescil edilmesi yeterli olmayıp, beş yıl içinde aktif şekilde kullanılmadığı takdirde iptali mümkün hale gelir.
Marka sahipleri, markalarını aktif olarak kullandıklarını ispatlayabilmek için gerekli belgeleri düzenli olarak saklamalı ve marka kullanımını stratejik bir şekilde planlamalıdır. Aksi takdirde, markanın korunması riske girebilir. Bu nedenle, işletmelerin markalarını kaybetmemek için etkin kullanım stratejilerini gözden geçirmeleri büyük önem taşımaktadır.
Marka Hükümsüzlüğü:
Marka hukukunda hükümsüzlük, tescilli bir markanın SMK’ da belirtilen birtakım şartları taşımaması nedeniyle tescilin sağlamış olduğu hakkın geçmişe etkili olarak kalkması suretiyle marka hakkının geçersiz kılınmasını ifade etmektedir. Hükümsüzlük, SMK m.25’te düzenlenmiştir.
Hükümsüzlük Nedenleri:
- Markanın ayırt edici özellikleri sahip olmaması
- Marka başvurusunun kötü niyetle yapılmış olması
- Markanın daha önceki bir marka ile karıştırılma ihtimali bulunması
Marka Hükümsüzlüğünün Sonuçları:
- Marka hakkının sonra ermesi
- Geriye etkili hüküm
- Herkese karşı ileri sürülebilirlik
- Kurumun bilgilendirilmesi
- Sicilden terkin
Marka İptali ve Marka Hükümsüzlüğü:
Markanın iptali ve markanın hükümsüzlüğü karıştırılmaya oldukça müsait hukuki kavramlardır. Mahkemenin markanın iptale karar vermesi gerekirken markanın hükümsüzlüğe veya markanın hükümsüzlüğe karar vermesi gerekirken markanın iptale karar vermesi durumunda üst derece mahkemesine 2 hafta içerisinde başvurularak kararın bozulması talep edilebilir. Üst mahkeme başvuruyu değerlendirerek önceki kararı bozabilir veya önceki kararı onayabilir.
Markanın İptali ile Markanın Hükümsüzlüğüne Karar Verilmesinin Farkları
|
Markanın İptali |
Markanın Hükümsüzlüğü |
|
Marka tescil edildikten sonra geçerli olur, ancak belirli sebeplerle iptal edilir. |
Marka tescil edilirken geçersizdir ve tescilinden itibaren geçersiz sayılır. |
|
Belirli şartların ihlali |
Başvuru sırasında hukuka aykırılık |
|
Markanın tescili geçerli olmuştur ancak iptal sonrası geçersiz hale gelir. |
Markanın tescili hiçbir zaman geçerli olmamıştır. |
|
Marka tescil edildikten sonra yapılan işlemler geçersiz olmaz. |
Marka tescilinden itibaren yapılan tüm işlemler geçersizdir. |
|
5 yıl boyunca kullanılmayan markalar için başvurulabilir. |
Hükümsüzlük talebi, tescil sırasında ve ya tecilinden sonra 5 yıl içerisinde yapılabilir. |
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için iletişim bilgilerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.
Leave A Comment
You must be logged in to post a comment.