İş kazası nedir?
6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa göre, işyerinde veya işin yürütülmesi nedeniyle meydana gelen, ölüme sebebiyet veren veya vücut bütünlüğünü ruhen ya da bedenen engelli hâle getiren olaya İş Kazası denir. Fakat Yargıtay Genel Kurulu’nun kararları göz önüne alınacak olursa olursa her iş kazası, işverenin üstüne düşeni yapmamasından kaynaklanmadığından, her iş kazasında işveren sorumlu tutulamaz.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 13 maddesinde iş kazası tanımı ve unsurları şu şekilde belirtilmiştir:
- Sigortalının işyerinde bulunduğu sırada,
- İşveren tarafından yürütülmekte olan iş nedeniyle sigortalı kendi adına ve hesabına bağımsız çalışıyorsa yürütmekte olduğu iş nedeniyle,
- Bir işverene bağlı olarak çalışan sigortalının, görevli olarak işyeri dışında başka bir yere gönderilmesi nedeniyle asıl işini yapmaksızın geçen zamanlarda,
- Bu Kanun’un 4’üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamındaki emziren kadın sigortalının, iş mevzuatı gereğince çocuğuna süt vermek için ayrılan zamanlarda,
- Sigortalıların, işverence sağlanan bir taşıtla işin yapıldığı yere gidiş gelişi sırasında, meydana gelen ve sigortalıyı hemen ya da sonradan bedensel veya ruhsal açıdan zarara uğratan olaylar iş kazası sayılır.
Ayrıca Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Sosyal Sigortalar Genel Müdürlüğü Kısa Vadeli Sigortalar Daire Başkanlığı’nın 2008/ 108 sayılı Genelgesi’nde de bir olayın iş kazası sayılabilmesi için;
- Kazayı geçiren kişinin sigortalı olması,
- Kazanın meydana gelmesi,
- Kaza ile sonuç arasında uygun bir illiyet bağının bulunması
- Kaza sonucu bedence veya ruhça özre uğraması ve bu unsurların bir arada gerçekleşmesi gerektiği öngörülmüştür.
Bununla beraber kazanın iş kazası olarak değerlendirilmesi için yapılan işle ilgisi olan hal ve durumlarda meydana gelmesi gerekmez. İşçi iş yerinde kalp krizi geçirmesi dahi iş kazası olarak değerlendirilir. Ancak bu durumda olaylarla iş ve işveren arasında nedensellik bağı bulunmayacağı için işverenin kuruma karşı sorumlu tutulamayacağı yargıtay kararlarında öngörülmüştür.
İşyeri Kavramı: İşyeri 5510 sayılı Kanunun 11. maddesinin 1. fıkrasında işyeri, sigortalı sayılanların maddî olan ve olmayan unsurlar ile birlikte işlerini yaptıkları yerler olarak tanımlanmışken; aynı maddenin 2. fıkrasında işyerinde üretilen mal veya verilen hizmet ile nitelik yönünden bağlılığı bulunan ve aynı yönetim altında örgütlenen işyerine bağlı yerlerin, dinlenme, çocuk emzirme, yemek, uyku, yıkanma, muayene ve bakım, beden veya meslek eğitimi yerlerin, avlu ve büro gibi diğer eklentiler ile araçların da işyerinden sayılacağı belirtilmiştir.
Ancak kazanın gerçekleştiği yerin işyeri olarak nitelendirilmesi hâkimin takdirine bağlıdır. Yargıtay 21. Hukuk Genel Kurulu (2002/21-200 E. 2002/304 K.) 10.04.2002 tarihli kararında ‘davacının kendi aracı ile iş yerine giderken başka bir araçla çarpışmak suretiyle geçirdiği kaza iş kazası olmayacağına’ kanaat getirmiştir.
İş Kazası Tespiti: İş kazası gerçekleşmesi durumunda işveren tarafından derhal kolluk kuvvetlerine haber verilmeli, işçinin sağlığı için gereken özen gösterilmeli (en yakın sağlık kuruluşuna ulaştırmak vb.), kaza tespit tutanağı tutulmak suretiyle yaşanan kazanın belgelenmesi sağlanmalı ve 3 günlük yasal süre içerisinde Sosyal Güvenlik Kurumu’na bildirimde bulunulması gerekir. İşverenin SGK ya haber vermeme durumunda işçi SGK ya gerekli bildirimde bulunabilir. SGK bahse konu olan kazanın iş kazası tespitini yapmazsa, işçi mahkemeye iş kazası tespiti için başvurabilir.
İş kazası durumunda dava açabilmek için işverenin işçinin güveliği için gerekli önem ve özeni göstermemiş ve bu sebeple kaza gerçekleşmiş olmalıdır. Böyle durumlarda işveren kusurlu sorumludur. Ancak işveren, bir başka işçisinin kusuru sebebiyle oluşan kazada; örneğin iki işçi arasında çıkan kavga sonucu meydana gelen kazada veya bir başka işçi yüzünden meydana gelen kazada kusursuz sorumludur.
İş kazası gerçekleştikten sonra açılabilecek davalar:
- Ceza Soruşturması ve Ceza Davası
- Maddi ve Manevi Tazminat Davası
- Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından Rücu Davası açılabilmesi mümkündür.
Ceza Soruşturması ve Ceza Davası:
İş kazası gerçekleştikten sonra işveren ilgili kanun hükmünce kolluk görevlilerine haber verir. Kolluk görevlileri gerekli bilgi toplama işlemini gerçekleştirir. Bu bilgi toplama işlemi aşamasında veya daha sonra işçinin ifadesinde işverenlerden şikayetçi olmadığını belirtmesi, işçinin dava hakkını kesin suretle kaybetmesine yol açabilir.
İş kazası sonucunda kişide meydana gelen hasarın türüne göre taksirle yaralama, taksirle ölüme sebebiyet verme, kasten yaralama, kasten öldürme ve sair ceza hükümleri kapsamında soruşturma yürütülür.
Maddi Tazminat Davasında 6098 sayılı TBK md.53 ve 54 uyarınca;
Ölüm Halinde;
- Cenaze giderleri,
- Ölüm hemen gerçekleşmemişse tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ölenin desteğinden yoksun kalan kişilerin bu sebeple uğradıkları kayıplar,
Bedensel Zarar Halinde;
- Tedavi giderleri,
- Kazanç kaybı,
- Çalışma gücünün azalmasından ya da yitirilmesinden doğan kayıplar.
- Ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan kayıplar istenebilir.
Ayrıca Borçlar Kanunu 146. madde uyarınca iş kazası dava açma süresi için hak düşürücü süre 10 yıldır. Zamanaşımı süresi yaralanma veya ölüm tarihinden itibaren başlar. Fakat iş kazasından sonra mağdurun maluliyeti devam ediyorsa zamanaşımı süresi maluliyetin kesin olarak tespit edildiği son rapordan sonra başlar.
Tazminat Davası
Taraflar: İş kazasında işçi, yaşadığı mağduriyeti gidermek amacıyla işverene tazminat davası açma hakkına sahiptir. Davacı olma hakkı işçiyle beraber işçinin mirasçıları, sigortalı çalışanın ölümü halinde onun sürekli desteğinden yoksun kalan herkes, 18 yaşından küçük çocukları, sigortalı çalışanın eşi ve anne babası da bu hakka sahiptir.
Arabulucuya başvuru: İşçi alacakları ve işçi iade davalarında arabulucuya başvurmak bir ön zorunluluk olsa da iş kazası sebebiyle dava açmak için böyle bir şart aranmaz.
Görevli ve yetkili mahkeme: İş kazalarında görevli mahkeme iş mahkemeleridir. İşçi davalının açıldığı tarihteki yerleşim yeri, işin veya işlemin yapıldığı yer mahkemesi, davalı birden fazla ise herhangi birisinin yerleşim yeri, iş kazasının veya zararın meydana geldiği yer mahkemesi ve zarar gören işçinin yerleşim yeri mahkemesidir.
Konuyla ilgili daha detaylı bilgi almak için iletişim bilgilerimizden bizlere ulaşabilirsiniz.